20 Temmuz 2012 Cuma

ÜÇ NASİHAT

Yıllar once, çok uzaklarda bir adam varmis. Bu adam
çalismak
amaci ile çok uzaklara gitmis ve yıllarca çalismis. Sonunda
memleketine
dönme zamanı gelmis. Bu çalisma sürecinde toplam 3000 akçe
biriktirmis
ve evinin yolunu tutmus. Evine dogru giderken yolu büyük bir
sehirden geçmis.
Yolda yürürken köse basinda birisi "Bir nasihat bin akçe, bir
nasihat
bin akçe" diye bagiriyormus. Adam düsünmüs: 'Nasil olur, bir
nasihati bin
akçeye satarlar, ben yıllarca çalistim ve sadece 3000 akçe
biriktirdim' Bu ise
pek akli ermemiş ama merak iste. Duramamis ve adama bin akçe vererek
o
nasihati satin almis. Nasihat " KADERDE NE VAR ISE O CIKAR" ve
yoluna devam etmis...
Ilerde yine köse basinda baska bir adam bagiriyormus "bir nasihat
bin akçe" diye.
Adam yine dayanamamis bin akçe de o adama vermis ve ikinci nasihatı
da satin almıs.
İkinci nasihat da: GONUL KIMI SEVERSE GUZEL ODUR"
Son kalan bin akçesi ile de yoluna devam etmis. Tam sehrin cikisinda
yine köse basinda
bir adam bir nasihati bin akçeye satiyor. Adam bir parasina bakmis,
bir de nasihati satan
sahsa, dayanamamis ve kalan son akçesiyle de o nasihati satin almis.
Son nasihatte:
"HIC BIR IS ACELEYE GELMEZ".
Parasız yoluna devam etmiş.Sehrin çikisinda büyük bir topluluk ile
karsılasmis. Topluluk
telas içindeymis. Yaklasmis ve oradakilerden birine neler oldugunu
sormus. Oradan birisi
aciklamis, demis ki : Burada sehrin tüm su ihtiyacini karsilayan bir
kuyu var, ama kuyunun
içinde de canavar var. Canavar suyu tutmus, göndermiyor. Asagiya kim
indiyse bir türlü
çıkamadı. Simdi herkes korkuyor asagi inmeye".
Adam dusunmus ve ilk satın aldıgi nasihat aklina gelmis. "Kaderde ne
var ise o çıkar" asagi
inmeye karar vermis. Aslinda bu nasihatleri herkes bilir ama
uygulayabilmemiz için belli
bir bedel ödememiz gerekiyor. Inince canavar hemen yakalamis ve
yerine götürmüs. Demis ki:
"Buraya gelenlerin hepsine bir soru sordum ve bilemediler. Eger sen
bilirsen seni serbest
birakirim." Bir dizine sarisin ve dünya güzeli bir kadin, diger
dizine de kurbaga koymus ve
"söyle bakalım hangisi güzel?" demis. Adam dusunurken aklina ikinci
aldıgi nasihat gelmis
ve "gönül kimi severse güzel odur" demis. Bu cevap canavarin çok
hosuna gitmis. Zira
canavar, kurbaganin gözlerine asikmis. Adami salmis ve suyu
bırakmis. Almislar krala
götürmüsler ve agirliginca altın vermisler.
Sonrasinda yoluna devam etmis ve nihayet evine varmis. Evinin
camindan içeri bakmis.
Bir de ne görsün; karisi genç biri ile diz dize oturuyor. Hemen
kilicini çekmis ve tam içeri
girerken üçüncü nasihat aklına gelmis "Hiçbir is aceleye gelmez".
Kilicini kinina koymus
ve içeri girmis. Hos besten sonra karisina o genci sormus. Kadın da:
"bey sen gittiginde
ben hamileydim ve bir oglumuz oldu. Bu genç senin oglun" demis.

19 Temmuz 2012 Perşembe

SÜT ANNE

Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider.
Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde
ise;
hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir. Hanımına sorar:
"Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile
yok;
bu iş nasıl oldu?"
Hanım:
"Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi
tuttuk,
onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu"
der.
Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve
bunu
bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne:
"Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur. Seni doğurduğumda benim de sütüm
gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim. Bak boynuzların çıkmaya
başlamış bile!" :)))))

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Henry Slesar -Temiz cinayetler (SONUNA KADAR OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM)

Aaron Hacker'in emlak burosunun onunde New York plakali kirmizi, spor bir
araba durdu. Arabadan inen sisman adam, buroya dogru yurudu.
Sicaktan ter, ince elbisesinin ustune kadar cikmisti.
50 yasinda gorunuyordu.
Yuzu heyecandan kizarmis, fakat kisik gozlerindeki kararli, donuk bakis
degismemisti. Iceriye girince basiyla Aaron'a selam verdi.
"Bay Hacker?"
Aaron gulumseyerek, "evet benim, sizin icin ne yapabilirim. Bay..? "
Sisman adam, "Dill" diyerek kendisini tanitti.
"Zamanim cok az, hemen konuya girsek iyi olacak." dedi.
"Benim icin de iyi olur Bay Dill. Ilgilendiginiz belli bir yer var mi?"
"Dogrusunu isterseniz, evet. Kasabanin kenarindaki eski bina."
"Sutunlu ev mi?"
"Ta kendisi. Yanilmiyorsam uzerinde SATILIK tabelasi var. "
Aaron kuru bir sesle, "Evet." Dedi. Bizim satis listemizdedir."
Kalinca bir defterin yapraklarini karistirdi. Sonra daktilo ile yazilmis
bir
sayfayi isaret etti: "160 yillik bina. 8 odasi, 2 banyosu, otomatik gaz
firini, genis teraslari, cevresinde agaclari var. Carsiya, okula yakin.
750.000 dolar." diye okudu ve ekledi:
"Hala ilgileniyor musunuz?"
Adam oturdugu yerde rahatsiz olmus gibi kipirdandi.
"Neden olmasin . Olumsuz bir yani mi var?"
Aaron, "Aslina bakarsaniz, bu evi defterime yalnizca yasli Sade Grim'in
hatiri icin kaydettim. Ev asla onun istedigi kadar etmez. Uzun zamandir
onarim gormemis cok eski bir binadir. Kirislerden kimi birkac yil
icinde cokecek
durumda. Bodrumu ise yilin yarisinda su ile doludur."
"Oyleyse sahibesi neden bu kadar cok istiyor."
Aaron omuz silkti.
"Herhalde kendisi icin manevi degeri olacak. Cok eskiden beri ailesine
aitmis. "
Sisman adam gozlerini yerde gezdirdi.
"Bu cok kotu." dedi.
Basini kaldirip Aaron'a bakti ve cekingen bir bicimde gulumsedi.
"Hosuma gitmisti. O, nasil soylesem bilemiyorum, tam aradigim evdi."
Aaron guldu.
"100.000 dolara belki iyi bir alisveris olurdu ama, 750.000 dolara...
Sanirim Sade'in dusuncesini de anliyorum. Hic bir zaman fazla parasi
olmadi.
Kendisine kentte calisan oglu bakiyordu. Sonra adam 5 yil once oldu. Onun
icin evi satmanin akillica bir is olacagini biliyor. Fakat gonlu bir turlu
evden ayrilmaya razi olamiyor. Bu yuzden eve kimsenin
almaya yanasamayacagi bir fiyat koyuyor. Boylece kendini avutuyor."
Uzgun bir ifade ile basini salladi.
"Dunya ne kadar garip degil mi?"
Dill soguk bir sesle "Evet." dedi. Sonra ayaga kalkti.
"Kendisini bulup fiyati biraz dusurmesini isteyecegim."
Otomobilini Bn Grim'in evinin onundeki yikik dokuk curumus tahta
parmakliklarin
onune park etti. Evin cevresini tumuyle yabani otlar kaplamisti. Kapiya
cikan kadin kisa boylu, beyaz sacli idi. Yuzundeki hatlar, kucuk inatci
gorunuslu cenesine kadar iniyordu. Havanin sicak olmasina karsin sirtinda
kalin, yun bir orme hirka vardi.
"Bay Dill olmalisiniz. Aaron Hacker buraya gelmekte oldugunuzu
telefonda soyledi.
Iceri girmez misiniz?"
Dill, "Icerisi korkunc derecede sicak." Diye soylendi.
"Oyleyse iceri girin. Buzluga biraz limonata koymustum. Iceriz."
Icerisi los ve serindi. Pancurlar kapatilmisti. Eski tarz genis koltuklarla
dosenmis buyuk bir salona girdiler. Yasli kadin ellerini siki kenetleyerek
sallanan bir sandalyeye oturdu. Sisman adam oksurdu.
"Bn. Grim, az once emlakciniz ile konustum. "
Kadin, "Tumunden haberim var." Diye sozunu kesti.
"Aaron fikrimi degistirebileceginiz dusuncesi ile sizi buraya
yollamakla akilsizlik
etmis. Dogrusunu isterseniz amacimin bu olduguna da pek emin degilim."
"Bayan Grim, sizinle biraz konusabilecegimi sanmistim."
Bn. Grim sallanan sandalyesini gicirdatarak arkasina yaslandi.
"Konumsak icin para alinmaz, ne istiyorsaniz soyleyin."
"Evet,haklisiniz."
Adam beyaz bir mendille yuzunun terini sildi.
"Izin verirseniz anlatayim. Bir is adamiyim. Bekarim.Uzun yillar calistim ve
iyi bir servet yaptim. Artik dinlenmeyi hak ettim. Yasamimin sonlarini
gecirebilecegim sakin bir yer ariyorum. Burayi sevdim. Bir kac yil once
Albany'ye giderken buradan gecmistim. O zaman bir gun buraya
yerlesebilecegimi dusunmustum. Bugun kasabadan tekrar gecerken, burayi
gordum. Tam istedigim yerdi."
"Burayi ben de severim, Bay Dill. Boyle oldukca yuksek bir fiyat isteyisimin
nedeni de bu zaten."
Dill gozlerini kaldirip yasli kadina bakti.
"Oldukca yuksek bir fiyat degil mi? Kabul etmelisiniz ki Bn.Grim, bu
gunlerde
boyle bir ev en fazla..."
"Yeter." Diye bagirdi kadin.
"Bay Dill bu konuda sizinle kesinlikle tartismak istemiyorum.. Eger
istedigim
parayi vermeyecekseniz, uzerinde durmayalim."
"Fakat,Bn. Grim."
"Iyi gunler Bay Dill."
Adamin da ayni seyleri Yapmasini belirten bir tavirla ayaga kalkti.
Fakat adam kalkmadi.
"Bir dakika bayan, delilik oldugunu biliyorum ama, istediginiz parayi
odeyecegim."
Yasli kadin uzun sure adama bakti.
"Emin misiniz, Bay Dill?"
"Kesinlikle, yeterince param var. Eger evi satmanizin tek yolu buysa, parayi
alacaksiniz."
Grim hafifce gulumsedi.
"Sanirim limonata iyice sogumustur. Size getireyim. Siz icerken ben de evi
anlatirim."
Kadin elinde tepsi ile geriye dondugunde Dill yine mendille alnindaki
terleri
siliyordu. Limonatayi zevkle yudumlamaya basladi.
Yasli kadin sallanan sandalyesine yaslanirken
"Bu ev." Diye soze basladi.
"1902'den beri aileme aittir. Kasabadaki en saglam ev olmadigini da
biliyorum.
Olgum Michael dogduktan sonra bodrumum su basti. O gunden bu yana da bir
turlu kurutamadik. Aaron bazi yerlerin curudugunu de soyluyor. Yine de bu
eski evi severim. Bilmem anlatabiliyor muyum?"
Dill, "Evet." dedi.
"Michael 9 yasinda iken babasi oldu. Ondan sonra sikintilar basladi. Michael
belki de benden cok babasini ozluyordu. Cok vahsi ve hasin bir cocuk
olmustu. Liseyi bitirince kasabayi terkedip kente gitti. Cok hirsli bir
insandi. Kentte ne yaptigini bilmiyorum. Fakat basariya ulasmis olmaliydi.
Bana duzenli para gonderirdi."
Gozleri nemlenmisti.
"Kendisini 9 yil gormedim. Dokuz yil sonra geldiginde basi dertte idi. Zayif
ve yaslanmis bir durumda bir gece yarisi cika geldi. Yaninda ufak,siyah bir
valizden baska bir sey yoktu. Valizi elinden almak istedigim zaman bana
vurdu. Bana, annesine vurdu. Ertesi gun bir kac
saat icin evi terketmemi soyledi. Ne yapmak istedigini aciklamadi.
Dondugumde valiz ortadan yok olmustu. "
Sisman adam gozlerini limonata bardagina dikmis oylece dinliyordu.
"O gece evimize bir adam geldi. Iceriye nasil girdigini bilmiyorum.
Michael'in
odasindan sesler duydum .Olgumun icinde bulundugu tehlikenin ne oldugunu
ogrenmek istiyordum. Kapinin arkasindan dinlemeye calistim.
Fakat yalnizca bagrismalar tehditler ve... "
Bir an durakladi. Omuzlari sarsiliyordu.
"...ve bir silah sesi duydum."
Diye devam etti.
"Iceriye girdigim zaman yatak odasinin penceresi acikti ve yabanci gitmisti.
Michael'im da yerde yatiyordu. Olmustu. Tum bunlar bundan 5 yil once oldu.
Ondan sonra polis bana olanlari anlatti. Michael ve tanimadigim o adam
bircok suc islemisler. Bir suru yerlerden bir kac milyon dolar calmislar.
Michael parayi alip kacmis. Parayi bu evde, hala bilemedigim bir yerde
saklamisti. Sonra diger adam hissesini almak icin oglumu arayip bulmustu.
Paranin yok oldugunu gorunce de olgumu oldurmustu."
Basini kaldirip adama bakti.
"Iste o zaman evimi 750.000 dolara satisa cikardim. Bir gun oglumun
katilinin
donecegini biliyordum. O bir gun gelip fiyati ne olursa olsun evi almak
isteyecekti. Butun yapacagim, yasli bir kadinin kohne evine bu kadar cok
para vermeye razi olacak adami buluncaya kadar beklemekti."
Sandalyesini agir agir salliyordu. Dill bardagi yere birakti, diliyle
dudaklarini
yaladi.
"Uf!" dedi.
"Bu limonata cok aci..."
Bakislari canliligini kaybetti, hafif titreme ile basi, omzunun uzerine ve
cansiz dustu.
(Henry Slesar - Temiz cinayetler)

OLGUNLASMAK

Üstat Can Dündar'ın güzel bir yazısını paylaşmak istedim sizinle... Eminim hepiniz, kendinizden bir şeyler bulacaksınız.

"Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım.
İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun. Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık. Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi. İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var. "Ben demiştim", "ben bilirim", "ben zaten anlamıştım" sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor.
Kötü gün dostlarını belirtiyor ve onlara daha çok önem veriyorsun. İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken. Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine. Kestirmeleri de öğrendim gide gele. Boş geçen her saniye değerli artık. Daha yapılacak çok şey var ama, kendimi çok yormaktan çok hırpalamaktan yana değilim.
Gerektiğinde "Hayır" demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor. Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum. Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor. Aileme ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi, anlayış ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor. Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar.
Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yaşamadan hiçbir şey öğrenilmiyor. Yaşamışlığın oluşturduğu bir alçak gönüllülükle gülüyorum içimden sadece.
Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım. Önce kendine güzel görünmelisin, kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum. Modaya uymak adına, popumun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim . Ayıp, günah ya da ne derler korkuları çoktan geride kaldı.
Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor. Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendim de yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu.
Sonra Sezen'in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun. İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor. Yaşamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu. Kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk. Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yaşadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek. İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor. Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok işe yarıyor."

CAN DÜNDAR

12 Temmuz 2012 Perşembe

DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI

Depremden Korunma Yolları Nelerdir

1 Depreme önceden hazırlıklı olmak gerekir Çünkü bu önlem yaşamımızı kurtarabilir Bunun için de “acil durum planını” yapmak gerekiyor Sonrasında da bu planı aile bireylerine ve yakınlarımıza öğretmek Siz de depremden korunmak için önce planını, sonra planın tatbikatını ailenizle ya da komşularınızla birlikte yapın Bu sırada iş bölümü yapın Planınızda size gerekli olacakların listesini temin edin

2 Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ağır beyaz eşyayı, mobilyalarınızı, mutfak ve kitap raflarını düşmeyecek şekilde duvara ya da zemine vida yardımıyla sabitleyin

3 Olası bir deprem, çıkabilecek bir yangın için söndürme cihazı bulundurun ve bu cihazın kullanımını aile yakınlarınıza öğretin

4 Herhangi bir yaralanma, bayılma şok olaylarında neler yapmanız gerektiği konusunda ilkyardım bilgilerini öğrenin ve yakınlarınızı bu konularda eğitin İlkyardım çantası hazırlayın

5 Deprem sigortasıyla ev ve ev eşyalarınızı depreme karşı sigorta yaptırın Bu davranış deprem sonrası maddi kaybınızı karşılayacaktır

6 Deprem bittikten sonra yanınıza almanız gereken önemli evrak, para ya da eşyalarla birlikte dışarıya çıkmanın planını ve bunun tatbikatını yapın

7 Değişik mekanlarda depreme yakalanacağınızı varsayarak o mekana göre deprem anında neler yapılması gerekiyorsa o bilgileri okuyup öğrenin, yakınlarınıza da anlatın

8 Depremde aile bireylerinin birbirlerine ulaşamadıkları durumlar için buluşma yerleri belirleyin

9 Hemen ulaşabileceğiniz yerlerde kurutulmuş, konserve yiyecek ve su bulundurun

10 Deprem sonrası radyo, el feneri, cep telefonu gibi cihazlara gereksinim duyacaksınız Bunların pille çalışır olmasına dikkat edin ve yetecek miktarda pil alın Yanınızda acil telefon kartı ya da jeton bulundurun

11 Aile üyelerinize; doğalgaz su vanasının ve elektrik şartelinin yerleri ve kapanış şekillerini öğretin Deprem anında bu cihazları eksiksiz hale getirmeyi öğretin Tatbikatını aile bireylerinizle birlikte yapın

12 Depremde evinizin çökebileceğini hesaba katarak, evin en güvenilir bölümünü tespit edin Bunun için yatağınızın iki yanına tahta sandıklar yaptırmanız ve içlerini kitapla doldurmanız yararlı olabilir Kitaplar büyük bir ağırlık altında ezilmeyecek etrafına saracağınız kalın ip sandığın patlamasına engel olacaktır Sandık yoksa yatağın kenarına ya da yanına yan yatarak cenin pozisyonu alma tatbikatını yapın

13 Kıymetli evraklarınızı (tapu, pasaport, nüfus cüzdanı) ve faturalarınızın (elektrik su telefon doğalgaz) noterden onaylı birer fotokopilerini bir yakınınızda muhafaza ettiriniz

Deprem Sırasında Yapmanız Gerekenler nelerdir
Her nerede olursanız olun zeminin şiddetle hareket etmesi olasılığına hazır olun Kendinizi sağlam bir nesnenin korumasına alın Bunu yapamıyorsanız yere çökün başınızı ve yüzünüzü koruyacak biçimde kapatın Cenin pozisyonu alın İlk sarsıntıyı izleyecek diğer sarsıntılara da hazır olun

Eğer bulunduğunuz noktada kendinizi 10-15 saniyede bina dışına çıkaracak, güvenli bir açık alana ulaştıracak bir pozisyon varsa bu yolu saptayın (Bu yöntem yalnızca giriş altı, giriş ve birinci katta olanlar için geçerlidir

Giriş katındaki camlı bir nesneyi kırarak dışarı çıkmak gibi bazı durumlarda ani bir çıkış olanağı yaratabilirsiniz

Binayı terk ederken kesinlikle başınızı yüksekten ya da tavandan düşen nesnelerden korumalısınız Kask gibi bir koruyucu bulamazsanız bir sandalye, bir tahta parçası büyük ve kalın bir kitap işinize yarayabilir

Eğer 10-15 saniyede binayı terk etme olanağı bulunmuyorsa, kesinlikle oradan oraya koşmayın ve ayakta durmayın

6 Merdivenlerden, merdiven boşluklarından uzak durun, asansör kullanmayın
Bir yaşam üçgeni alanı yaratın Para kasaları buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi nesnelerin yanına yatın ve cenin pozisyonu alın Herhangi bir yıkılma anında bu nesneler belki ezilecek, ama yok olmayacaktır

Mutfak ve banyo en uygun korunma mekanlarıdır Çünkü enkaz altında kalındığı takdirde bu bölümde hem yaşam üçgeni alanı yaratabileceğiniz unsurlar vardır, hem de patlayan borulardan sızan su içilebilir

Açık alanlara gitmeye çalışın Elektrik, telefon ve yüksek gerilim tel ve direklerden, bacalar, çatı altı, anıt kule, yüksek bina ve duvarlardan uzak durun

Deprem sırasında bir arabada bulunuyorsanız; geçitlerden, köprülerden uzakta bir yerde arabanızı durdurunuz ve sarsıntı geçinceye kadar içinden çıkmayın

Deprem sırasında okulda iseniz sıraların aralarındaki boşluklara girerek cenin pozisyonu alın Eğer aralarda boşluklar yoksa sıraların önlerine veya yanlarına geçerek cenin pozisyonu alın

Deprem Sonrasında Yapmanız Gerekenler nelerdir
1 Yaralanıp yaralanmadığınızı kontrol edin ve ilkyardımı yapın
2 Kalabalık bir yerde bulunuyorsanız paniği engellemeye çalışın ve düzenli bir şekilde çıkışı sağlayın Ailenizi özellikle çocuklarınızla konuşarak sakinleştirin, onlara moral verin
3 Güvenlik kontrolü yapın Gaz kaçağını kontrol ediniz Gaz kaçağı olup olmadığından emin olana kadar kibrit-çakmak ateşlemeyin Elektriği kullanmayın
4 Bina içinde karanlıkta kalsanız bile kibrit, çakmak mum, gaz lambası, piknik tüpü kullanmayınız Başlangıç halinde olan küçük yangınları söndürünüz
5 Arka arkaya gelebilecek sallantılara karşı hazır olun
6 Etrafa cam kırığı gibi kesici ve yaralayıcı maddeler olacağı için kalın elbise ve ayakkabı giyin
7 Elektrik, doğalgaz ve su hatlarında arıza meydana gelebilir Sigortalarınızı gevşetmeden, su ve doğalgaz vanalarını kapatmadan, ocağınızı ve sobanızı söndürmeden evinizi terk etmeyin
8 Şiddetli bir sarsıntı sonrasında eğer bina zarar görmemişse, binaya girmek için en az bir saat bekleyiniz
9 Etrafa saçılmış olan kimyasal, yanıcı ve parlayıcı maddeleri temizleyin ve kaldırın
10 Bilimsel bir dayanağı olmayan dedikodulara inanmayın Bu konuda yetkili makamların açıklamalarına güvenin
11 Zarar görmüş binalar girmek için yetkililerin talimatlarıyla birlikte hareket edin
12 Binanın kat sayısını, her katta kaç dairenin bulunduğunu, hanelerdeki vatandaşlarımızın sayılarını, cinsiyetlerini mümkünse adlarını, misafirleri olup olmadığını bir kağıda yazın Eğer biliyorsanız evin iç planını belirten basit bir krokiyi de çizdikten sonra kurtarma için gelen profesyonel ekibe teslim edin
13 Bina içindeki parlayıcı, patlayıcı, kolay yanıcı maddelerin yerlerini biliyorsanız yerlerini işaretleyin, not alın ya da uyarıcı ibareler koyun Bu bölümlere kesinlikle ateşle yaklaşmayın
14 Enkazdan aldığınız ilk sese yönelmeniz, yerini işaretledikten sonra binanın bütün bölümlerini arayarak diğer canlıları da tespit edin Eğer kurtarma eğitimi almış iseniz mevcut canlıların kurtarmadaki önceliklerini belirleyin
15 Depremden sonra ilk 12 saat can kurtarma faaliyetleri açısından hayati önem taşır Aşırı telefon trafiğinin santralleri kilitleyip, telefonları kullanılamaz hale getirdiğinden, daha önemli haberleşmelerin yapılabilmesi için telefonunuzu kullanmayın

Jeoloji Mühendisi-Cansu Yıldırım