Sahip
olduklarımızla yetinmeyip, daha fazlasını istemek belki fıtratımız gereği. Ancak isteklerimizin sınırsızlığı ve onları elde etmekteki
hırsımız, sahip olduklarımızın değerini unutturan körlüğe itiyor bizi. Hep daha
çok ve daha özel şeyler istiyoruz.
Halbuki
sahip olduğumuz her şey başlı başına birer nimet. Ve bu nimetlerin herkeste
bulunuyor olması da kıymetini azaltmaz. Bütün insanlarda bir çift gözü
bulunması gözümüzün değerini nasıl azaltabilir ki? Ya her an farkında
olmadan alıp verdiğimiz nefes!.. Varlığımızın
sebeplerinden biri değil mi? Başımız biraz sıkışınca aklımıza gelen annemiz,
babamız, kadeşlerimiz ve dostlarımız… Hepsi bizler için birer liman değil mi?
Yoğun hayat temposu
bize unutturuyor ama bir kez daha hatırlayalım:
İnanan bir
kalbimiz ve sağlıklı bir bedenimiz varsa, milyonlarca insandan daha bahtiyarız.
Buzdolabımızda
yiyecek bir şeyler, sırtımızda bir elbisemiz, başımızın üstünde bir çatı ve
uyuyacak bir yatağımız varsa, bu dünyada yaşayan insanların %75′inden daha
zenginiz.
Eğer bir savaşın
korkunçluğunu yaşamamış, bir hapishanenin yalnızlığını tatmamış ve açlık içinde
kıvranmamışsak, bu dünyada yaşayan 500 milyon insandan daha şanslıyız.
Ve eğer bu yazıyı
okuyabiliyorsanız, yeryüzünde okuyacak hiçbir şeyi olmayan en az iki milyar
insandan daha talihlisiniz demektir.
Akif Güler Semerkand
Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder